29 Ağustos 2009 Cumartesi

AYRILIK.....



O BENİM SEVDİĞİM SEN OLMAZSIN...

Eğer bir gün benimle değilde,
Başka biriyle evlenirsen birlikte,
Geçirdiğimiz günleri çiğneyip gidersen,
O benim sevdiğim sen olamazsın...

Eğer bir gün seninle değilde,
Başka biriyle evlenirsem,
Kızıma senin adını bırakacağım.
O benim sevdiğim sen olmazsın...

Kızıma seslendiğimde gözyaşım sel olup ağlarım.
kızım; babacığım neden beni her çağırdığında
Ağlıyorsun. Fakat kızıma verecek cevabım yok
O benim sevdiğim sen olmazsın...

AŞK GENELDE NEDEN HEP İMKANSIZ.....!!!!


SEN YÜREĞİME AİTSİN BUNU BİLMİYORSUN...
istiyorum şimdi
çaresizim şimdi
kavuşamıyorum şimdi
işte yüreğimin tek derdi..!
içimi tek hafifleten teslimiyet,geleceği bilememek herşey kader kısmet.
Artık geleceğide aştım ben ....ben seni daima bekleyeceğim.....
koyu kara kapkara şuan herşey diyorum,çalsam bütün kapıları kapanırmı bu yara...?
bütün bu kapıları kapasam üşürmüyüm yanlız başına..?
okadar derin yaşıyorumki seni ve okadar yanımda hissediyorumki
kelimeler kifayetsizleşir anlatmaya çalışınca...
şimdi seninle ama sensiz mi geçecek mevsimler,ben hep üşüyecekmiyim balıım
ölüm gibi geliyor herşey...!
sen diye dokunmak,sen diye hissetmeye çalışmak
seni hep onda aramak!!!
artık seni anlamaya çalışmakla geçiyo zamanlarım,seni yap boz gibi birleştiriyorum vee
her birleştirmemde seni daha fazla anlayıp bi kat daha fazla tanıyorum
her daha iyi tanımamda da seni bin kat daha fazla seviyorum....
şimdiiii acılar içindeyim,nafile... ben herşeyi hakettim bu can yanmasınıda,bu sızlanmalarıda
hep başkalarında kızdığım şeyi ertelemeyi ben kendime yapmışım farketmeden,hep derdim zamanında söylenmeyen şeylerin acısı sonradan daha ağır olur diyee...işteee sonuçç
yaramla oynayınca kanamaya başladı...şimdi durdurmaya çalışıyorum...
zoruma gidiyo tatlım inan hemde çok agır geliyoo.Ben bu aşkı bu çaresizliğimde bile böyle yoğun yaşadıysam,ya büyük bi çağlayan yaratacağı zamanda niye engellemişimki
ikimizede bunu neden çok görmüşüm...
hem hayalini kurduğum aşkı yaşayamamak hemde o fırtınayı yaşatamamak
üstelik yaşatmak ve yaşamak istediğim tek kişiye...
ben ilk defa hafife almışım duygularımı belki korkmuşum belki kaçmak zorunda kalmışım....!!!!
oysaki hiç bi duygumu ertelememiştim ben,herşey çok netti hayatımda
bu yüzden şimdiki bu serzenişlerim,yaptığım hatanın pişmanlığı ondan çok içimi yakıyo.
bu nasıl bi acı böylee...
bana ölümmü yoksa kavuşamamakmı daha beter dedirtti..
vee ben bunun cevabını artık verebiliyorum....
her nefesim seninle artık...
kimi zaman bi fırtınaya dönüşüyosun içimde onu durdurmaya ve yol göstermeye çalışıyorum
ben AŞKI SIRADAN YAŞAYANLARDAN DEĞİLİMKİİ..
kimi zamanda fırtına yerini huzura bırakıyo,
huzur oluyosun,mutluluk oluyosun bende,seni sessiz sessiz yaşamaya başlıyorum
yüreğimin en kuytu yerinde hissederek yaşıyorum seni...
kimi zaman dua oluyosun
kimi zaman acıtan bi kalp
kimi zaman benim oluyosun
kimi zamanda benliğime en büyük düşman..
neyapayım içim işte içim seviyo,seni sevmeyi seviyo....!
kaçtığın için değil.sen olduğun için,sen olduğun için istiyorum
içinde sakladığın acılar için.senin aşkın için değil senin için.....
ben keşkee....
kendimide senide aşka doyurabilseydim,
istediğim sevgiyi senle yaşayabilseydim,sana yaşatabilseydim
seninle bir ömür paylaşabilseydim,
kucağında sabahları karşılayıp,geceleri yıldızları senle seyredebilseydim,
yollarını gözleyip seni bekleyen ben olup ,
kollarında son nefesimi verseydim...
varsın olsun bu bizim masalımızda böyle olsun.
bi nefes kadar yakın olup,birbirlerini görmeyen yada görmek istemeyen
yıllar sonraa birbirini farkedip geç kalanlardan olalım....
tek çare ZAMAN.....tek ümit GELECEĞİ BİLEMEMEK
tek istek SEN.....tek bekleyen...BEN....

KAYSERİ'LİLER ''ANASINI BOYAR BABASINA SATAR'' SOZUNUN ASLI:


ANASINI BOYAYIP BABASINA SATAR


--------------------------------------------------------------------------------

Kayserili bir adam ellisinden sonra biraz para kazanmaya başlayınca evlenmeye kalkar. Oğullarını buna karşı çıkarak: -Aman baba bu yaptığın çok ayıp, anneme haksızlık olur. Onun gösterdiği sevgi ve fedakarlığa reva mı? Ayrıca senin alacağın kadın çok şeyler ister etme eyleme. -Ossun oğlum, size ne? Kazanan da benim harcayacak olan da. Çocukları bakarlar ki babaları laftan sözden anlamıyor. Çare olarak Kayseriliye has keskin zekalarını kullanırlar. Hem aileyi kurtarmak hem de paranın azdırdığı babalarına ders vermek için kolları sıvarlar: -Tamam baba seni evlendireceğiz. Artık annemin evde durması yakışmaz. Onu anneannemlere gönderelim. Çocuklar kendi aralarında yaptıkları planı uygulamaya koyulurlar: -Baba sana çok güzel bir kadın bulduk. Yalnız altın istiyor. -Ossun oğlum güzel ise paradan kaçmam. -Tamam baba on bilezik, bir gelep inci alacağız. Para... -Baba burma alacağız. Para... -Baba düzen düzülecek. Para... Derken babalarını epey masrafa boğar, evlenmek istediğine pişman ederler. Nihayet annelerini bir güzel süsleyip, boyalayıp gelinlikler içinde davullu zurnalı eve gelin getirirler. Adam işi fark edemez ve hayatından çok memnun bir gün geçirir. Herkes merakla sabahı bekler. Sabah olunca adam bakar ki kadın kendi karısı...her ne kadar belli etmese de hanımından utanır. Çocuklarının ve çevrenin yüzüne bakamaz. Çocuklar ise bir aileyi kurtarmanın sevincini yaşarlar. Bu zeka örneği hikaye Kayserililer için “anasını boyar babasına satar” sözüne sebep olur.

Sevgi Ne DMEK??

Kişi sevdiğiyle olmak ister!. Sevdiğinin hâliyle hâllenir� Sevgisi kadar, onunla yaşar!. Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, �beğeni� ile �sevgi�yi birbirine karıştırırız.
�Beğeni� yanında �sahip olma� arzusuyla açığa çıkar!.Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın� Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!. Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler� Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.
�Sevmek� ise bundan çok farklıdır�
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!. Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!� Yakınlık bile uzak gelir sana!� Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!.. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın!. Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!.
Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!� Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!.
Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, �sen o olmuşun� derler!
Beğenen sahip olmak ister�
Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!.
Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; �aşığım� sanır!. Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden �kopamama� sabunuyla!. Parasından kopamaz� Mevkiinden kopamaz� Yakınlarından kopamaz� İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz� �Etraf�tan kopamaz!. Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde� Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar� Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar� Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları!. Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur!.. Beğeniyi, sevgi sanmıştır!..
Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa �nefret�e döner �beğeni�; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!..
Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır!. Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir�
Seven ise göze almıştır kopmayı� Dışlanmayı� Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı�
Fıtratından gelir sevgi!. Kulluğu sevmek üzeredir!. Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan� O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!
Seven, karşılıksız sever!�
Beğenen karşılığını ister!.
Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen!.. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu!.. Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi� Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar� Ama pervane gibi sevemez!. atamaz kendini ateşe!.
Sevgi sonunda yanmayı getirir!.. Beğeni ise sonunda kaçmayı!.
Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, �sevgi� delilikten bir türdür!.. Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve �delillik bu� derler�
Beğenme bir tür �hobi�dir!� Bazen ömür boyu sürer, bazen birkaç yıl, bazen bir kaç ay!..
Sevgi bir ömür boyudur!� Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!. Çoğunlukla karşısındakinden yüzünü göstermesinden gelir sevgi insana!.. Bazen de özünden gösterir yüzünü O!� O zaman onlar için derler ki, �Allah�a aşık oldu!..
�Kendine seçtikleri�dir sevenleri bir çehreden!� Özünden sevgiyi yaşayanlardır, �mukarreb�leri!�
Hünerlerini sergilemek için yaratmıştır her şeyi�
Sevmek için yaratmıştır sevilenleri!.
Gözlerinde seyretmek için gözleri olarak yaratmıştır �aşk�ı yaşattıklarını!..
Avam anlamaz ve bilmez bu aşkı!. Bunun aşk olduğunu!..
Oysa gerçek �aşk� O�nun ateşine pervane gibi atılıp; varlığını O�nda yitirip; O�nun �Baki�liğini yaşattıklarıdır gerçek �aşık�lar!..
Özel bir fıtratla gelmişlerdir onlar, �aşık� olmak için!.. Yaşamları boyunca bir değer taşımamıştır dünya ve içindekiler!.

İzleyiciler